Cem Özkök Görse Kıskanır: 28 Yıldır Garajda Duran Ferrari’ye Detaylı Temizlik Yapıldı! (Video)

Sıradaki içerik:

Cem Özkök Görse Kıskanır: 28 Yıldır Garajda Duran Ferrari’ye Detaylı Temizlik Yapıldı! (Video)

e
sv

Yapay Zekâ ile Yaratıcılığımızı Güçlendiriyor muyuz Yoksa Daha mı Tembel Oluyoruz? Çok Değinilmeyen O Yüzünü Anlattık

125 okunma — 01 Ağustos 2024 21:00

Yapay zeka özellikle son birkaç yılda hayatımızın her alanına nüfuz etti. İçerik üretmeden sanata, teknolojiye kadar pek çok alanda karşımıza çıksa da bir soru sorulmadan edilemiyor: Yapay zekâ yaratıcılığı nasıl etkiliyor?

Artık her şeyi makineler mi yapıyor yoksa yapay zekâ sayesinde daha mı yaratıcıyız?

Bu sorulara yanıt bulmak için yapay zekânın yaratıcılığımız üzerindeki etkilerine derinlemesine bir bakalım.

Yapay zekânın yaratıcı süreçlere dahil olması, ilk bakışta paradoksal görünebilir.

Yaratıcılık, genellikle insanın hayal gücü ve özgün düşünme yeteneği ile ilişkilendiriliyor. Ancak yapay zekânın sunduğu araçlar ve algoritmalar, yaratıcı süreçleri desteklemekte büyük rol oynuyor.

Örneğin, sanatçılar artık resim yaparken yapay zekâ tabanlı uygulamaları kullanarak yeni stiller ve teknikler geliştirebiliyorlar. Yazarlar, hikâye oluşturma süreçlerinde yapay zekâ destekli yazılım araçlarıyla daha önce akıllarına gelmeyen konuları keşfedebiliyorlar.

Tembelleşiyor muyuz?

Birçok insan, yapay zekânın işimizi kolaylaştırdığı için bizi tembelleştirdiğini düşünüyor. Gerçekten de yapay zekânın rutin ve tekrarlayan işleri otomatikleştirmesi, insanları bu tür işlerden kurtarıyor. Ancak tembelliğin ötesinde, bu durum aslında insanlara daha fazla zaman ve enerji kazandırarak yaratıcı projelere odaklanma fırsatı sunuyor.

Matematikçi Henri Poincaré‘nin şu sözü sanıyoruz ki yapay zekânın hayatımızdaki etkisini açıklar nitelikte olur: buluş, işe yaramaz düzenekler inşa etmekten kaçınmak ve sonsuz azınlıkta olan yararlı kombinasyonları inşa etmekten ibarettir. buluş etmek, ayırt etmek, seçmektir.

Ayrıca yapay zekânın sağladığı veri analiz araçları, araştırmacıların büyük veri kümelerini hızlıca analiz etmesine de imkan tanıyor. Bu sayede araştırmacılar daha derinlemesine ve yaratıcı fikirler geliştirebilir hâle geliyorlar.

Yani yapay zekânın sağladığı kolaylıklar tembelliğe değil, aksine daha yaratıcı olma potansiyeline yönlendiriyor.

Daha mı yaratıcı olduk?

Yapay zekânın sunduğu imkanlarla birlikte yaratıcılığımızın arttığına dair birçok örnek var. Örneğin, müzik dünyasında yapay zekâ, yeni türlerin ve melodilerin keşfedilmesine yardımcı oluyor. Yapay zekâ tabanlı müzik prodüksiyon araçları, sanatçıların yaratıcılıklarını yeni boyutlara taşımalarına imkan tanıyor. tekrar benzer şekilde, film ve oyun endüstrisinde yapay zekâ, senaryo yazımından görsel efektlere kadar birçok alanda yaratıcı süreçleri destekliyor.

Yapay zekânın yaratıcı süreçlere katkısı, sadece bireysel düzeyde değil toplumsal düzeyde de önemli. Örneğin, yapay zekânın sağladığı veri analiz araçları, şehir planlamacılarına daha sürdürülebilir ve yaratıcı çözümler geliştirme konusunda yardımcı oluyor.

Eğitimde ise yapay zekâ, kişiselleştirilmiş öğrenme deneyimleri sunarak öğrencilerin yaratıcı düşünme becerilerini geliştirmelerine katkıda bulunuyor.

Olumsuz senaryoları da çizelim.

Zaman yönetiminin daha verimli olması yaratıcılığı artırdığı konusu baskın olarak önümüze çıkarken haksız algoritmik rekabet yaratıcılığın dışlanmasını da getirebilir. Yapay zekâ ile kısa sürede çok içerik üretmek, insan yazarların ya da yaratıcıların pazardan çekilmesine hangi sebeple olabilir çünkü içerik tsunamisinden dolayı firmalar artık ihtiyaç olmadığını düşünebilir.

Ancak bu o kadar da kolay değil.

Talep üzerine yapay zekâ ile artacak içerik sayısı alında bizi içerik bolluğuna sokacak ve bu karmaşayı yönetmek için de yeni stratejilerin ortaya çıkmasını gerektirecek. Asıl önemli yanı da içerik kalitesinin düşecek olması.

İnsan içeriği ile bir olmayacağı için içerik kalitesi düşeceği gibi önemli ölçüde yanlış içerik de üretilmiş olacak. Bu da içerik balonunun kötü yönde şişmesi demek. Sonucunda tekrar insana dönmeyi getirebilir çünkü makine tarafından üretilenlerin güvenilir insan kaynak süzgecinden geçmesini getirecek.

Bu konuda Kıdemli Araştırmacı ve Konuşmacı Jan Bieser’in bir söyleminden de alıntı yapabiliriz. Geleceğe baktığımızda, en başarılı fikirlerin yalnızca parlak düşünürlerden gelmeyeceğini, aynı zamanda akıllı makineleri dikkatli bir şekilde yönlendirirken sürücü koltuğunda sağlam bir şekilde oturanlardan geleceğini düşünüyoruz.

Sonuca baktığımızda bizim de fikrimiz, yapay zekânın imkanları sayesinde aslında daha yaratıcı bir dünyaya adım attığımız yönünde.

  • Site İçi Yorumlar

En az 10 karakter gerekli

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.